Söyleyip anlattıklarından çok,susup içine
attıkları,anlatamadıkları yorar insanı. Gözyaşlarını akıtanlar yorar
insanı.Güvensizlik,hep bir eksiklik..Tam her şey güzel derken aniden çıkan
aksilikler üzer insanı.En ufak bir şeyle mutlu olmak zorken en ufak bir sorunla
üzülebilir insan.Ve der ki kendine ''hangi günahımın bedeli tüm bu
imtihanlar,hangi mazluma acı çektirdim de bu haldeyim?''
Etrafında seni üzmeye planlı bir avuç insan var.İyi
de desen kötü de desen haksızsın.Geçmişteki ufak birkaç hata yüzünden
geleceğini karartıyorlar.Bir batağa itiyorlar adım adım.Oysa onlar bundan
habersizler.Onlara göre tüm bu kötülükleri hak ediyorsun.Onlar hep haklı,sense
suçlusun.Tek bir şahidin yok zaten haklı olsan da.Kelimeler bile kendini haklı
göstermeni engelliyorlar.Adam akıllı düzgü bir cümle kuramıyorsun.
Hiç bir şeyde takdir göremiyorsun da..Sanki yaptığın
her şey senin görevin,mecbursun.Oysa sen böyle bir bataklıkta dikeni az
gülsün.Onlar sadece dikeni görüyorlar.Oysa sen geceleri öyle içten ağlıyorsun
ki ellerini açıp dua edince bile kendini suçlu hissediyorsun.Ve bunu kimse
anlamıyor.Ağlarken boğazına bir düğüm dolanıyor, yutkunamıyorsun. Bunların
hiçbirini kimse anlamıyor çünkü bunlar bile anlatamadıklarını ışığa
çıkaramıyor.Çünkü bu cümleler ve her bir kelime, içinde anlatamadığın sızıyı
ifade edemiyor.Bu yüzden sadece yalnızken hıçkıra hıçkıra ağlıyorsun ve
bunu da kimse bilmiyor.Ey anlatamayanlar derneğinin asil üyesi,inan ben seni
anlıyorum.Acılar paylaşıldıkça sızısı azalır.Haydi uzat elini şu ıssız
dünyaya.Akıtalım göz yaşlarımızı sonsuzluğa.